10 Ağustos 2014 Pazar

NEDEN İSTEMİYORUM SENİ !!!!


Sen geldiğinde ne bir umuttun bana ne de taraftarı heyecanlandıran bir efsane..
İyi başlamadı ama sunduğun projeler, medeni futbolun olmazsa olmazı istikrara vurgun, Avrupai hedefler, ilk defa planlamadan bahsetmeler vs , Ali şen ve zihniyetinden bıkmış, hevesli ve daha genç ve  eğitimli kesim için bir umut oldu..

  Her ne kadar ilk bir kaç sene bunlar sadece lafta kalsa da, meşhur dinamo saray döneminde en az suçlanacak kişi sendin dedik, geçtik..

Bu arada Antu açıldı, bizden daha bilgili arkadaşlar bizleri aydınlattı,medeni ülkelerdeki sistemleri anlattılar,istikrar,sportif direktör,scout sistemi vs ilgili onlarca,yüzlerce yazı yazdılar. Okuduk, öğrendik ve Aziz beyin de amacının bunlar olduğunu düşünerek düştük yollarına..

Löw'le ilk kez biraz hayal kırıklığına uğramadık değil ama statla birlikte Daum ve genç bir takım, o beklenen, özlenen,umut edilen sistemin oturduğunu sandık..

Taa ki 2006 yılındaki meşhur sezona dek. O sezonda dönen dolapları, saha dışında yapılanları, daum'u taraftar gözünde bitirmek için yapılan medya oyunlarını, en sonunda O muhteşem final ile bitirdiler..
Ve biz dedik ki, başkan bu ahlaksız koalisyona karşı Daum'a sahip çıkacak ve istikrardan ödün vermeyecek. Dimdik bu çocukların arkasında duracak..
Ama olmadı.. İstifalar, planlı yürüyüşler falan derken çantadan mı şapkadan mı bilemediğim, kardeşi ile kavga edip yollayacağın Zico çıktı..

Uzatmaya da gerek yok işte. İsimler değişti ama senaryo hep aynı kaldı.
Ve daha da acısı, o modern Fenerbahçe hayalimin kahramanı, Sen, giderek kontrol edilemeyen bir güç oldun..

Kendine verilen desteğin sebebini hiç anlamadın, anlamadıkça saldırdın,her karşı sese hain dedin ve bizde, sıra bize (bizim sevdiğimiz,bildiğimiz) gelene dek yedik afiyetle. 
Dostluklar bitirdik, kavgalar ettik bizden önce uyananlarla bu uğurda..
Uyandık belki geç, belki çok geç ama uyandık Aziz abi..

Ve anladık ki, senin ne ilkelerin var ne de bir planın. O kulüpte tek egemen güç SEN olmadıkça, herşey geçici, herşey  günlük. Hiç kimsenin senden farklı düşünmeye,farklı davranmaya hakkı yok, çünkü en büyük Fenerbahçeli sensin, diğerleri ya hain ya düşman.

Şampiyonluklar kulüpler için başarıdır ama onları büyük yapan topluma örnek olan ilkeleridir,elemanlarındaki seçiciliktir, camialarıdır, vefadır başkan..
Ne yazık ki sen bu kulüpten bunları çaldın Başkan..

Dün koskoca Fenerbahçe'yi Suriye'ye, Rize'ye RTE için stat açılışına götürürken yazılan, 
o 3 Temmuz senaryosuna isyan edenlere "Provokatör" dediğinde yırttın attın o ilkeleri.. 
Ya da kankan Dinamosaray'ın kare ası, Mehmet Ağar'ın mangal partisinde, meze ettin rakıya..

Fenerbahçe formasına küfür edenlere o kutsal formayı hatta kaptanlığı verdiğinde kayboldu o seçkinlik.. Orada kaybolmadıysa ihale güzeli, CAS davasındaki starımız, Nihat Özdemir'i As başkan hatta yokluğunda bu kulübe başkan yaparken uçtu gitti..

Her seni eleştireni,yapılan yanlışları göstereni hain ilan edip, taraftara hedef gösterdiğinde daha da azaldı camiadaki çok seslilik, ağzını açmaya korkan, küskün bir kalabalık yarattın..
 Ya da kongre salonlarında  adamlarınla muhaliflerine yarattığın terörle utandırdın camiayı..

O örnek kaptanı, medya itlerine yazdırdığın "koşu mesafesi","Sevinmedi, üzülmedi"  iftiraları ile pişirip, "Doğru mu Samet"le yediğinde aldın elimizden o vefa hakkımızı..

  Ya da 6 ay evvelinden sözleşme için kıçını yırtan,Ali Koç'la 100 kez "Abi bedava gitmeyeyim" diye haber yollayan Tuncay'a "Kim alacak lan seni" deyip sonra kaçtı diye attığınız iftira ile vefayı çaldınız bizlerden..
Verdiğin hiçbir hizmet, ne yaylası ne stadı, o çaldıklarının 1000'de 1'i etmiyor başkanım bizim Fenerbahçe akçemizde..


Söyle şimdi başkan, sen böyle Fenerbahçe başkanı ister miydin?

SARVEN  

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Etiketler