7 Ocak 2011 Cuma

Spor Ekranı


8 Ocak Cumartesi

14.15 Fenerbahçe - Kartalspor U18 Gençlik  Geliştirme Ligi ( FB TV)
14.45 Arsenal – Leeds United (NTVSPOR – FA Cup)
15.15 Kuveyt – Çin (EUROSPORT 2)
17.00 Sheffield United – Aston Villa (NTVSPOR – FA Cup)
17.30 Maliye Milli Piyango - Torul Gençlik AEVL (SPORTS TV)
18.45 B.Münich - Al Khor Sport Club Dostluk Maçı ( EUROSPORT 2)
19.00 Galatasaray – Hannover 96 (EURO FUTBOL  )
20.00 Galatasaray – Hannover 96 (EUROSPORT 2 )
21.00 Real Sociedad – Sevilla (NTVSPOR)
21.00 Mersin B.B. - Fenerbahçe Ülker ( FB TV - Banttan)
23.00 Deportivo – Barcelona (NTVSPOR)
00.00 İtalya Bayanlar Voleybol Ligi Liu Jo - Villa Cortese (EUROSPORT 2 - ÖZET)

9 Ocak Pazar

03.00 Chicago - Boston (NTV SPOR)
03.00 Oklohoma - Memphis ( NBA TV)
13.00 Fenerbahçe - Tofaş Erkekler Voleybol Ligi ( FB TV)
13.30 Sampdoria – Roma (LİG TV / TV8)
15.15 Japonya – Ürdün (EUROSPORT 2)
15.30 Manchester United – Liverpool (NTVSPOR – FA Cup)
16.00 Fenerbahçe - Panküp Kayseri Şeker TBBL (FB TV)
16.00 Milan – Udinese (SPORMAX / TV8)
16.00 Catania – Inter (LİG TV)
17.30 Eczacıbaşı - gs mp ( SPORTS TV)
17.50 Persepolis - Antalyaspor Antalya Cup 3.lük Maçı ( TRT HABER)
18.00 Leicester – Manchester City (NTVSPOR – FA Cup)
18.00 Mersin B.B. - Fenerbahçe Ülker ( FB TV - Banttan)
18.15 Suudi Arabistan – Suriye (EUROSPORT 2)
20.00 Real Madrid – Villarreal (NTVSPOR)
20.50 E.Frankfurt - FC Köln Antalya Cup Final  Maçı ( TRT HABER)
21.45 Napoli – Juventus (SPORMAX / TV8)
22.00 Levante – Valencia (NTVSPOR)

10 Ocak Pazartesi

04.00 Denver - New Orleans ( NBA TV)
15.15 Hindistan – Avustralya (EUROSPORT 2)
18.15 Güney Kore – Bahreyn (EUROSPORT 2)
22.00 Hercules – Atletico Madrid (NTVSPOR)
03.00 Chicago - Detroit ( NBA TV)

11 Ocak Salı

14.00 Konya Torku Şeker - Trabzon ( TRT HABER)
15:15 Kuzey Kore-Birleşik Arap Emirlikleri (EUROSPORT 2 )
18:15 Irak-İran ( EUROSPORT 2 )
21.30 F.Bergamo - Fenerbahçe Acıbadem ( TRT TÜRK)
20:00 Galatasaray-Beypazarı Şekerspor ( TRT 1)

12 Ocak Çarşamba

14:00 Konya Torku Şekerspor-Trabzonspor (TRT HABER)
15:15 Özbekistan-Kuveyt (EUROSPORT 2 )
18:00 Denizlispor-Gaziantepspor (TRT 6)
18:15 Çin-Katar ( EUROSPORT 2 )
18:30 Palermo-Chievo İtalya Kupası (NTV SPOR)
18:30 Ziraatbankası - Casa Modena ( SPORTS TV)
20:00 Manisaspor-Beşiktaş ( TRT 1)
21.00 Villareal - Sevilla ( NTV SPOR)
21.30 Sisley Treviso - Fenerbahçe ( TRT ANADOLU)
22:00 Inter-Genoa (İtalya Kupası (NTV SPOR)
23:00 Barcelona - R.Betis ( NTV SPOR)

13 Ocak Perşembe

01.00 İnter - Genoa ( NTV SPOR - Banttan)
15:15 Ürdün-Suudi Arabistan ( EUROSPORT 2 )
18:15 Suriye-Japonya ( EUROSPORT 2 )
19:00 Lotos Gdynia - Fenerbahçe ( FB TV)
20:00 Yeni Malatyaspor-Fenerbahçe (TRT 1)
21.00 Almeira - Deportivo ( NTV SPOR)
23.00 Real Madrit - A.Madrit ( NTV SPOR)

14 Ocak Cuma

01:00 Juventus-Catania (İtalya Kupası (NTV SPOR - Banttan)15:15 Avustralya-Güney Kore ( EUROSPORT 2 )
18:15 Bahreyn-Hindistan ( EUROSPORT 2 )
21:30 Leverkusen-Dortmund ( TRT 3 & TRT HD)

12 Gün Tatil Yapan Beyzadeler Yata Yata Sakatlanmışlar (!)


Fenerbahçede iki şok birden

 Komedi yahu.Vallahi billahi komedi.Şaka gibi.
  İlk yarıyı hüsranla kapatan Fenerbahçe Futbol Takımı ,lig lideri Trabzonspor 29 Ocak'ta kampa başlayıp,ilk hazırlık maçını güçlü W.Bremen ile ikinci maçını bugün Schale 04 ile yaparken çaylak hocasının kursu 4 Ocak'ta bitecek diye hazırlıklara 4 Ocak'ta başlayabiliyor.Hazırlık maçı yapılacak takımlar bile belli değil.
 12 Gün tatil yapan Aziz Yıldırım'ın çok kaliteli futbolcuları (!),bu 12 günlük tatilde çok kaliteli oldukları için çalışmaya bile gerek görmediler ama çok ilginç ki yatarken sakatlandılar.
 Evet evet yata yata adamlar sakatlanmışlar (!)
  Guiza (Aziz Yıldırım'ın Prensi),Dia,Niang,Stoch,Mehmet Topuz,A.Santos çalışmaya katılmamışlardı dün.Bugün ise A.Santos ve M.Topuz lütfedip katılmışlar ama bu kez diğerlerine Christian Baroni ve Kaleci Volkan da katılmış.Sakat sayısı 6'ya çıkmış.
  Hey Yavrum Heyyyy beeee.Kurumsal Yapının Kaliteli futbolcularına bakın.
  12 gün yatıyor adamlar ve dönüşte sakat çıkıyorlar.
   Bunlar ikinci yarı ligi parçalayacaklarmış ve Şampiyon olacaklar(mış).
Aziz Yıldırım öyle diyor.
Ne ?
Masal mı ?
Ayıp Ayıp.
Koskoca Fenerbahçe Kurumsal Yapınının Başı masal mı anlatır hiç ?
Cık Cık Cıkkkkk.
Sizi gidi nankörler siziiiiiiiiiiiiiii.

Dünya Yıldızını Mundar Eden Kurumsal Yapı (!)

 Dünyanın en iyi bayan basketbolcusunu getiriyorsun.Büyük başarı.Eyvallah.
 Ancak Onu pamuklara sarıp sarmalayacakken,koruyamıyor ve çok garip bir doping soruşturmasına kurban veriyorsun.Sonra da çok acelemiz varmış gibi 2 satırlık soğuk bir resmi yazı ile ilişkimizi kestik diyorsun.
   ''Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı oyuncularından Diana Taurasi'nin yapılan doping testlerinin pozitif çıktığının Türkiye Basketbol Federasyonu tarafından resmen açıklanması üzerine, kulübümüz sporcu ile olan sözleşmesini feshetmiştir''

 Şekip'in TV'de dediği sözleşmelere koydukları ''doping çıkarsa tek taraflı feshederiz'' maddesini işleme koydukları belli oluyor.
 Kulübün bu konudaki düşüncesini,duruşunu biliyoruz ve destekliyoruz.
(Kambala olayında desteklemedik mi ? )  Ki ben önceki yazımda belirtmiştim '' Bilinçli bir doping  olayı çıkarsa gönderilmelidir,kim olursa olsun'' demiştim.Ancak ilave olarakta bilerek aldığına inanmadığımı,buna ihtiyacı olmadığını ,ortada garip ,pis kokular aldığım bir durum olduğunu da belirtmiştim.
 Diana başından beri ısrarla kabul etmiyordu zaten.Aziz Yıldırım ,Şekip ile katıldıkları programda da
 şunları söylemişlerdi ;


TAURASİ OLAYI
Şekip Mostuoğlu bu konu hakkında "Bu konuyu yakından takip ettim. Kişisel verilerin saklanması gibi bir durumu var ama şunu söyleyelim. Sistemli bir doping olsaydı biz bunu açıklardık. Kullandığı uyku kaçırıcı bir madde. Genelde basketbolcular da olmuyor. Bir futbolcuda çıktı geçenlerde. Pazartesi belli olacak durumu. Umarız iyi haber alırız. Süreci yakından takıp ediyoruz. Tek taraflı fesh hakkımız da var sözleşmesine göre.  
Aziz Yıldırım ''Taurasi ise ben kullanmadım diyor" dedi.

   Doping testine kura ile 2 oyuncu giriyor.İlginçtir nedense hep Taurasi çıkıyor kurada.
3.ve 4.haftalarda da girmiş ve temiz çıkmış.En son malum olay.
 Gene ilginç bir nokta.G.Birliği futbolcusu Orhan Şam'da da aynı madde çıkıyor.Orhan bunu reddediyor.
12/11/2010 Galatasaray - Gençlerbirliği 0 - 2 Orhan Şam
13/11/2010 Fenerbahçe-İstanbul Üniversitesi 87-71 Taurasi.

Son 2 Ay'da 7 ayrı testte bu madde bulunmuş Hacettepe'de .
WADA tarafından sabıkalı bu kuruluş ne kadar güvenilir ki ?

   Tarafsızlığı tescilli Habertük Gazetesinden Tahir Kum'da bu olaydaki garipliği yazmış ;

Modafinil!
Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı’nın dünyaca ünlü yıldızı Diana Taurasi’den alınan numunede “modafinil” adlı yasaklı maddenin çıkması ile spor kamuoyu günlerce meşgul oldu.
Modafinil çok sık rastlanmayan bir uyarıcı. Google’da yaptığım araştırmada bugüne kadar bu maddeden yakalanan pek az sporcu olduğunu gördüm. Çok ilginçtir Diana’dan sonra modafinil kullanan sporcu sayısında bir patlama oldu. Önce Gençlerbirliği’nin milli oyuncusu Orhan Şam’dan alınan numune de bu maddeye rastlandı. Sonra bir başka futbolcuda... Her üç doping tespitide Hacettepe Üniversitesi’nden...
Diana Taurasi’nin İstanbul Üniversitesi maçında doping yaptığı tespit edilmişti. Orhan Şam’ın ise Galatasaray maçında. Orhan, Galatasaray maçında iyi sayılabilecek bir performans göstermişti. Diana ise kendi ortalamalarında . Her ikisi de aspirin dahil ilaç dahi kullanm adıklarını söylüyorlar. Tabii Doping Kurulu Başkanı Sayın Turgay Atasü de “Bugüne kadar doping kullandığını kabul eden sporcuya rastlamadım ” diyor.
Sayın Atasü rastlamamış olabilir. Ben onlarcasını biliyorum.


Burada bana ilginç gelen; bugüne kadar ismi duyulmamış bir maddenin birden bire herkes tarafından kullanılır hale gelmiş olmasıdır. Bunda bir bit yeniği olduğuda aklıma gelmiyor değil. Her üç testinde Hacettepe’de pozitif sonuçlanmasıda cabası. Bakalım önümüzdeki günler bu konuda nelere gebe. Ya ülkemiz modafinil kullanım merkezi haline geldi yada bilmediğimiz bir şey var. İnanın merak ediyorum. Durup dururken bu modofinil patlaması niye?
Tahir Kum - Habertürk

  Ortada pis bir durum olduğu açıkken,kulüp bunu bir nevi bugünkü açıklaması ile de teyit ediyor ;

Bugün Hürriyet Gazetesi´nde Ferudun Niğdelioğlu imzası ile yayınlanan bir haberde Diana Taurasi´nin doping testinde çıkan maddeyi Türkiye´de kullanmanın yasak olduğunu bilmediği bu konuda Amerika´daki doktorundan da mektup istendiği ancak bunun gelmemesi üzerine ceza aldığı öne sürülmektedir. Söz konusu haber doğru değildir. Taurasi´nin kendisi de Amerika´daki avukatları da hayatının hiçbir döneminde Taurasi´nin bu madde dahil olmak üzere hiçbir doping maddesi almadığını resmen açıklamışlardır. Taurasi de kendisi ile yapılan görüşmede kesinlikle herhangi bir şekilde bir ilaç almadığını dile getirmiştir. Dolayısıyla kendisinden mektup istendiği ya da Taurasi´nin söz konusu maddenin Amerika´da yasak olmadığını söylemiş olması gibi bir durum asla söz konusu değildir.
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ 


  Niye yangından mal kaçırır gibi sürecin tamamlanmasını en azından cezanın açıklanmasını beklemeden tek taraflı fesih yapıyorsunuz ?
 Yeni transferin açıklanması için diyorlar.Buna mani bir durum yok ki.
   Kulüp markayı korumak adına bunu yaptık diyebilir - Başkan ve yönetim şakşakçıları böyle diyor -
de asıl böyle bir yıldızın arkasında durmamak markaya zarar vermiyor mu ?
 Bir daha kolay kolay dünya yıldızlarını getirebilirmisiniz ?
 Penny Taylor da ayrılmak istediğini dile getiriyor,son maçtan sonraki teste girmiyor Hacettepe'ye güvenmediği için.Tepkisini gösteriyor.
 Markayı korumak isteyenler kokain kullandığı tescil edilen Daum'u ve Aziz Yıldırım'ın bizzat o zamanlarda böyle birini almayız deyip 2 kez getirirken,Kazım  ve bazı Brezilyalılar özel uçakla İspanya'dan porno yıldızı getirip kelepçeli alem yaptıklarında,Bilica çukur kazarken,Fenerbahçe'ye küfür edenleri transfer ederken,organize doping ile şampiyonluğunuzu çalan şirket ile sponsorluk anlaşmanızı yenilerken,g.saray'lı menajer,muhabir,oyuncu çalıştırırken hiç mi düşünmediler acaba ?

  Taraftarın büyük çoğunluğu - Aziz Yıldırım'ın biatçıları hariç - yönetimi eleştiriyor.
Bu kadar insan haksız mı ?
 Peki hadi Taurasi'yi harcadınız,mundar ettiniz.
Oyuncuyu koruyamayan gs'li Menajer Didem Akın ve Doktor'un sözleşmesini neden feshetmiyorsunuz ?
 Onlar da suçlu değil mi ? Tek suçlu (!) Taurasi mi ?

 Ezcümle ;  Aziz Bey ve Kurumsal Yapısı Kum Saati hızlı bir şekilde çalışıyor.................

6 Ocak 2011 Perşembe

Engin Atsür 4-6 Hafta Sonra Sahada !!!!

Engin Atsür Operasyon Geçirdi
06.01.2011

A Milli Takımımız ve Fenerbahçe Ülker’in başarılı oyun kurucusu Engin Atsür’ün daha önceki aşil tendonu ameliyatında konulan vida dün Acıbadem Fulya Hastanesi'nde çıkarıldı.

Fenerbahçe Ülker'in milli oyun kurucusu Engin Atsür, 5 Ocak Çarşamba günü Acıbadem Fulya Hastanesi'nde ortopedi ve travmatoloji uzmanları Prof. Dr. Ömer Taşer, Dr. Sarper Çetinkaya ve Dr. Mustafa Şengün'den oluşan bir ekip tarafından operasyona alındı.

Engin Atsür’ün operasyonunda, daha önce geçirdiği aşil tendon ameliyatında konulan vida çıkarıldı. Prof. Dr. Ömer Taşer, milli oyun kurucunun 1-1.5 ay içinde sahalara geri dönebileceğini belirtti.
-----------------------------------
* Hadi Engin sık biraz daha dişini.Az kaldı.

Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımından bir Hüsran daha 0-3 !!!


Fenerbahçe havlu attı
Fenerbahçe, deplasmanda devirdiği rakibini bu kez geçemedi, Şampiyonlar Ligi’ndeki umutlarını yitirdi.

HAKEMLER:
Alin Mateızer (Romanya)- K.Szmydnski (Polonya)

FENERBAHÇE : Coskovic (6), Emre (5), Arslan (6),Marshall (7), Geric (5), Ersin (5), Serkan-libero (6), Burak (5), İsmet (4)

TOURS: Redwıtz (7), Ngapeth (6), Petr Konecny (7), David Konecny (5), Olteanu (7), Tolar (6), Gonzalez-libero (7), Geiler (5)

SETLER: 21-25, 22-25, 23-25


* Yazıklar Olsun bir kez daha.Defalarca aynı şeyi yazıyoruz bu sezon.
Ömür törpüsü bu takım dedik,hakikaten öyle.
* İşim vardı ancak 2.setin başına yetişebildim,aklım maçtaydı.Gelir gelmez açtım vermişler ilk seti.
(İlk şok.)Baktım kadroya Mijkoviç yok,Ersin var.(İkinci şok.)
Neden yok diye merak ettim uzun süre çünkü maç öncesi meşhur muhteşem (!) kurumsal iletişim kanalları (!) bir bilgi vermemişti.Taa ne zaman sonra TRT Spikeri ''bezgin Bekir'' Birol Reçber lütfetti de (!)  ''belinde ufak bir spazm''dan dolayı oynamıyor dedi.(Üçüncü Şok)
* ''Voleybolun Messi''si (!) Dünya Yıldızı (!) 550 bin euro ile en fazla parayı alan Mijkoviç efendi, gruptaki kader maçına ''ufak bir bel spazmı'' nedeniyle çıkmıyor.Ulan insan  bel fıtığı olsa çıkar sahaya be.Yazıklar Olsun.Adım gibi eminim bir sıkıntı olduğuna.
Ben olsam anında gönderirdim ama  daha Demeter'i gönderemeyen ''Kurumsal Yapı'' (!) elbette buna da yutkunacak ve oturacak.
* Bu Mijkoviç denen eleman şu ana kadar çok kötü olsa da dün olsaydı maçı kazanırdık.
Maçın kaderini etkileyen 1.faktör kesinlikle bu.
İkinci faktör ise Statükocu Demeter dir.Çıldırtacak bu adam beni yahu.
Be birader hadi bu korkak (!) İvan yok,pasör çaprazı niye Emre'yi oynatmazsın ?
Ersin % 40 ile 10 sayı yapsa da kapasitesi belli bir oyuncu.Emre Milli takımda 35 sayı yapmadı mı pasör çaprazı olarak ? Olacak şey değil ya nasıl düşünemez bir hoca bunu.
Emre pasör çaprazı,Kemal orta oynar biter bu iş.Veya Ersin'i orta oynat ama kesinlikle Emre pasör çaprazı oynamalıydı.
* Aziz Yıldırım'ın 13 senede antrenör harcamaktan milleti bıktırıp,eleştirilerden kurtulmak için  saçma salak ''Kurumsal Yapıda artık sezon  içerisinde Antrenör göndermek yok'' klişesi yüzünden takımda kalan ve takımın önünü açmak için kendisi istifa etmeyecek kadar çapta biri Demeter.
Çoktan istifa etmesi lazımdı.Burada Belgorod maçı son şansı,kaybedersek bırakmalı dedim ama bırakmıyor adam.Hiç mi onurun yok be hocam ? Hadi Aziz Yıldırım kulübü değil kendisini düşünüyor,sen niye onurluca çıkıp olmuyor,takımın önünü açmak için bırakıyorum demiyorsun ?
 O kadar bitmişki Demeter,Ersin'i çıkarıyor genç İsmet'i alıyor,servis geçiyor,tekrar çıkarıyor.
Ne yaptığını anlayabilen beri gelsin.Blok için desek ne  alaka ?
* 3.olup CEV'den devam etmek için ( En iyi 3.olmak çok çok zor zaten) Treviso'yu orada yenmen lazım.Nasıl olacak bu zihniyet ve anlayışla ? Yazık.
* Yazacak çok şey var da değmez.İlk yarı değerlendirmesi yapacaktım,hiç içimden gelmedi.
O kadar soğuttular insanı.
* Takıma destek veren 10-15 kadar vefakar taraftarı kutlamadan geçmek istemiyorum.
* Tours takımı bu kupalarda tecrübeli bir takım.Fena takım değil ama yenilmeyecek bir takım da değil.
İlk maçta orada yenmiştik,Brezilyalı pasörleri Redwitz oynamamıştı.Dün oynadı ve fark yarattı.
Antrenörün oğlu Earwin Ngapeth tek dişe dokunur oyuncu.
Ancak takım olarak çok çamurlar.Her pozisyona itiraz ettiler,gıcık ettiler.
* Baş hakem de salağın tekiydi.Saçma sapan kararlar verdi,çoğu aleyhimizeydi.

TBBL 11.Hafta : Botaş - Fenerbahçe : 83-89 !!!

Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımımız, Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi’nin 11.haftasında deplasmanda Botaş’ı 89-83 yenerek, ligdeki 10. galibiyetine ulaştı ve ilk yarıyı lider tamamladı.

Fenerbahçemiz karşılaşmaya, Birsel Vardalı’nın serbest atış çizgisinden bulduğu basketlerle başladı. Hücumda Ivana Matovic ve Penny Taylor ile etkili olan Fenrbahçemiz ilk çeyreği 22-18 geride tamamladı. 

İkinci periyoda Takımımız, 3 sayı çizgisinin gerisinden, boyalı alandan ve serbest atışlardan Penny Taylor’ın sayıları ile başlarken, 12. dakikanın içinde 25-24 ile skor üstünlüğünü de eline geçirdi. Birsel Vardarlı’nın 3 sayılık basketinin ardından Nevriye Yılmaz ile pota altından skor üreten Fenerbahçemiz ilk yarıyı 42-41 geride tamamlayan taraf oldu. 

İkinci yarıya Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımımız, Hana Horakova ve Penny Taylor’ın, Botaş ise Megan Frazee ve Nancy Anderson’ın basketleri ile başladı. Skor üstünlüğünün devamlı el değiştirdiği oyunun bu bölümünde Takımımız, Ivana Matovic, Penny Taylor ve Nevriye Yılmaz ile sayılar üretti. Fenerbahçemiz son periyoda 69-63 önde girdi. 

Fenerbahçemiz, final periyoduna Esmeral Tunçluer’in üst üste bulduğu sayılarla başlarken Megan Frazee ve Nancy Anderson’ın basketlerine engel olamadı. Karşılaşmanın son 5 dakikasına 72-77’lik skorla Fenerbahçemiz önde girdi.Karşılıklı basketlerle devam eden maçtan Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımımız 89-83 galip ayrıldı. Penny Taylor attığı 31 sayı ile galibiyette etkin rol oynadı. 

SALON: Menderes
HAKEMLER:Erşan Kartal, Ali Şakacı, Onur Can

BOTAŞ (83): Burcu Çiğil, Pelin Gülbağ (2 asist), Seda Tabakçı (1 ribaund-2 asist), Nesibe Uzun (2 ribaund-1 asist), Alessandra Santos 6 (6 ribaund), Nancy Anderson 32 (10 ribaund-3 asist), Gamze Takmaz 2 (2 ribaund-1 asist), Gökçe Doğan, Tilbe Şenyürek 1 (1 ribaund), Megan Frazee 17 (9 ribaund), Whitney Boddie 25 (3 ribaund-3 asist) 

FENERBAHÇE (89): Hana Horakova 4 (3 ribaund–3 asist), Birsel Vardarlı 5 (5 ribaund–2 asist), Esmeral Tunçluer 8 (3 ribaund-1 asist), Nevriye Yılmaz 22 (8 ribaund–2 asist), Anna Vajda 1 (1 asist), Penny Taylor 31 (2 ribaund–1 asist), Ivana Matovic 18 (2 ribaund-2 asist), Nevin Nevlin.

1. PERİYOT: 22-18
2. PERİYOT: 20-23
3. PERİYOT: 21-28
4. PERİYOT: 20-20
* Tebrikler Kraliçeler.
* Maçı izleyemedim o yüzden yorum yapamıyorum.
* Rakamlardan ve maç yazısından anladığım kadarıyla beklendiği gibi zor bir maç olmuş.
* Penny - Nancy Anderson düellosu olmuş.
* Penny'e Nevriye ve Matoviç yardım etmiş.
* Ribauntlarda 37-25 büyük farkla gerideyiz.Bu çok dikkat çekici.Top çalmada da 10-5 gerideyiz.
* Ratgeber rotasyonu iyice daraltmış.Penny ve Nevriye 40 dakika oynamışlar.Matoviç 35 dakika.
* Newlin 01.13 0 sayı,Anna Vajda 03.26 dakika (1 sayı) süre almışlar.Çok kötü.
Niye bu kadar dar rotasyonla oynuyoruz anlamıyorum.

Angel Mc Coughtry Fenerbahçe'de !!!!

Angel McCoughtry / 7



McCoughtry Angel 185 (6'1'') F 86 USA 11 11 MKB Eurol. Hungary


Angel McCoughtry / 9

* Resmi site henüz açıklamasa da (zaten en son onlar açıklar ve onlar şimdi yalanlama ile meşgul) her yerde çıktı bu haber.Hayırlı Olsun.
* Taurasi olayından sonra harika bir B Planı tartışmasız.Taurasi'nin yerini doldurabilecek - çok zor olsa da ) en iyi isim MC.Şube yönetimini de kutlamak lazım.
* MC yeni nesil ABD Bayan basketbolcuların en iyilerinden.Yıldızı çabuk parladı.
24 yaşında 1.85 boyunda olan skorer oyuncu aynı zamanda WNBA'de (Amerikan Bayan Basketbol Ligi) Atlanta Dream takımında forma giymişti. Angel McCougthy 2009'da yılın çaylağı ödülü almıştı.
* 3 ve 4 numara oynayabiliyor.
* 2010 Dünya Şampiyonasında Şampiyon olan ABD Bayan Milli takımında da yer aldı
* MKB Euroleasing bırakmaz diyordum ama hatırı sayılır bir bonservis ödedik demek ki.
(Kedilerin forumunda 150 bin euro bonservis,kendisine de 220 bin dolar yazmışlar.Çok iyi) Yöneticileri ''Bizim İçin Büyük Kayıp'' diyor.
Sopron kulübü şube sorumlusu Zoltan Török`ün basın açıklamasında"bizim için çok büyük bir şok oldu,bu şoku atlatmamız da zaman alacak.Bu koşullar altında bunu da atlatacağız.Angel`e bizimle birlikte olduğu süre içinde ortaya koyduğu mücadele ve oyun için çok teşekkür ediyorum.Umarım hayalleri gerçekleşir" 
 * 15 Aralık'ta deplasmanda 92-81 yendiğimiz maçta 39 sayı,8 ribaunt  ile ''Oha be kızım yeter deli ettin artık'' dedirtmişti bana.
* Mutlaka takıma faydalı olacaktır ancak Sopron'daki gibi 1.skor obsiyonu olmayacağı ve burada topun daha fazla paylaşılacağı bir gerçek.Gene de Penny ile birlikte skor yükünü çekeceklerdir.
Savunması da iyidir.WNBA'de En İyi Savunma 5'ine seçildi.
* Bu transferle tekrar Şampiyonluk şansımız doğdu bana göre.Taurasi olmadan da F4 yapabiliriz ama Şampiyonluk zorlaştı demiştima ama yeniden iddialı hale geldik şimdi.

Gençlerden Aslan Terbiyesi : 73-67 !!!!


Genç Erkekler Basketbol Ligi’nde Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız Galatasaray ile karşı karşıya geldi. Takımımız karşılaşmadan 73-67 galip ayrıldı. 
 
Maçın periyotları ve oyuncuların attığı sayılar şöyle:

Periyotlar:
1. Periyot: 13-18
İlk Yarı: 33-24
3. Periyot: 24-17

Sayılar:
Metecan 12, Berk 2, Berkay 20, Kerem 5, Güney 15, Oğuzhan 8, Buğra 3, Ayberk 8.

---------------------------
 Aferin Gençler.
Erbil sakatlığı nedeniyle oynamadı.Ona rağmen kazandık.
Bir ara daha  fazla fark vardı ama maçın sonunda ezikler yırtınmalarına rağmen terbiyeyi önleyemediler.

5 Ocak 2011 Çarşamba

Fenerbahçe Ülker - Efes Pilsen 81-72 (Salondan İzlenimler)












Aynı salonu paylaştığımız efes pilsen ile, yağmurlu bir İstanbul gününde, pazartesi sendromlu coşkudan uzak bir seyirci kitlesi önünde verdiğimiz mücadele, ikinci devrede takımın ortamı biraz ateşlendirmesi ile galibiyet yoluna giden bir maça dönüverdi, sonlardaki rehavet ile farkın erimesinden bizim takımın hala ders almayacağını anlamış olduk.

Bir arkadaşla beraber Karaköy'den yola düşüp, yağışlı havada yolda gecikince salona geç varmak zorunda kaldık. Biz içeri girdiğimizde durum 4-6 aleyhimizeydi. Şirinevler'den salona giden yolda yürümeye başladığımıza saat sekize on vardı, koştursak yetişirdik ama yağmurdan dolayı yürüme yolunda su birikintileri doluydu, hem de doğru düzgün aydınlatma da yoktu, koşsak üstümüz başımız çamur olacaktı, zaten gene paçalar çamur içinde varabildik, bizim gibi gecikenler hızla girişlere yöneliyordu.

Biletlerimiz de içerideki arkadaştaydı, onu arayıp kapıya kadar gelmesiyle biletleri alıp geçiş yaptık. Taraftar tribününe yakın olup yanda tezahürata da katılıyoruz niyetiyle bilet aldığımız kısıma giden girişi kapatmışlardı, zira anlam veremediğim şekilde efes taraftarına bizim sol tarafımızdaki yeri 20 liraya vermişler, bizim taraftarların alıştığı koltuksuz tribün ise bomboştu. Rakip taraftarı salonun en üst katında bir yerlere neden koymadılar bilmiyorum, eğer bu maçın rövanşında efes bize 20 liradan fazla bir fiyat yapar ve farklı bir tribün verirse o zaman nasıl bir niyetleri olduğunu daha iyi görürüz.

Bizim koltuklara geçmek için maraton tribünü içinden oturanların arasından geçmek gerekiyordu, arkadaşlarla selamlaşıp yerimize yerleşirken bir üçlük daha yedik 4-9 oldu. Bizim taraftarların karşı pota arkası ortalarında toplandığını gördüm, fazla kalabalık değillerdi, alt katlarda boşluklar vardı ama maraton tribün üstü bayağı dolu gözüküyordu.

Ben etrafa bakarken İbrahim Kutluay'ın da sol taraftaki basın tribününe çıktığını gördüm, bizim kadrodışındaki bütün oyuncular Greer,Sean May,Vidmar,Engin orada önde oturuyordu, İbo sırayla hepsinin elini sıkıp selamlaşarak önlerinden geçti, hatta oradaki medya mensuplarıyla da teker teker tokalaştı. Vidmar hayranı bayan arkadaş arkamda oturuyordu, seninki gelmiş orada deyince, evet hem de koltuk değneği kullanmadan yürüyor artık dedi. Diğer takımın kadroya giremeyenleri ise bizimkilere daha uzakta sol taraflarda bir yerde oturuyorlardı.

Arkadaşa Saras nerede diye sorunca aşağıda benchin kenarında dedi, baktım eşofmanlarıyla oturuyor, demek lisansı yetiştirdiler diye şaşırdım, Saras kenardayken belini komple saran bir ısıtıcı kuşak takıyordu, ne zaman oyuna girecekse çıkartıyorlardı, anlaşılan belinde bir sıkıntısı var.

Hem maça geç gelip hem de çok kötü defans yaptığımız için oyundan keyif almak ve ortama adapte olmak zaman aldı. Taraftar tribününden yapılan tezahüratlar uzak kalıyor, kimse eşlik etmiyordu, özellikle üst katların hali felaketti, oralardan ilk devre boyunca hiç bir kıpırdanma göremedim.

Böylesine kritik bir maç, en büyük rekabette olduğumuz bize karşı her türlü çirkefliği yapan rakibe karşı bir mücadele veriliyor, ama nedense salondakiler maça hiç bir hava katmaya niyetli gözükmüyorlardı. Daha geçen hafta içi Abdi İpekçi'deki derbi ortamındaki baskıya kıyasla bu düzeyde bir maç için çok yavan geçiyordu. Salonda böyle bir profil olunca daha sakin,küfürsüz,temiz bir ortam oluverdi. Zaten küfür kıyamet olsun demiyorum ama insan rakip ve hakeme itirazlarda biraz daha agresif tepki veren,sahaya yakın olanların sürekli baskı ile takımı ittiği, takım gerideyken de sessizce hücumları izleyip sayı bekleyen değil tezahüratla ateşleyen bir kitle olsun diye arzulardım. Ne yazıkki gün geçtikçe bu ortamlar kalmıyor, sadece bir avuç kitle tezahürat ediyor, anca öne geçilince falan mola zamanı bütün salon genelinde herkes bir coşkuya kapılıp ayaklanıp tezahürat ediyor.

Solumuzdaki efes tribününde dağınık halde oturan yaklaşık yüz kişi vardı, astıkları bayrak arkasında bir arada oturan onbeş-yirmi tane basketbol formalı kişi haricinde gerisi sivil kıyafetliydi. Onların içinden bizim taraftarlara futbol formaları giyip maça geliyor diye her ortamda laf sokmayı marifet sayan dallamalar bu maçta da etrafı izleyip yeni futbol formalarımızı da gözlerine sokmuşlardır umarım. (Eğer burayı okuyan herhangi bir efesli olursa; bizim basketlerden sonra sağ taraflarındaki tribünden onlara kol sokma işareti yapanlardan yeşil polarlının ben olduğumu söyleyeyim. Dünyanın modern medeni memleketlerinin de her tribününde yaşanan bu tip el kol aktivitesinde bulunmaktan çok keyif aldım, üstüne yazayım ki basketbol-voleybol maçlarına gitmeyi futbol maçlarından daha çok severim, koca bir spor kulübü olarak her branş için ayrı forma, yüzme için mayo, boks için eldiven falan mı alsak ne yapsak bilemiyorum. Aman boks eldiveniyle onların tribününe dalacak, çocuklarına saldıracak değiliz, tırsmasınlar o kadar sayın efesliler, ülkenin tek elit medeni basketbolsever topluluğu!...)

Maça dönersek pota altında çok yumuşak bir savunma yapıyorduk, Lavrinoviç arkasına kaçan adamlara herhangi bir hamle yapmayarak büyük boşluğa yol açtı. Uzun oyuncuları sık sık değiştirerek birşeyler oturtmaya çalışan koç, Oğuz'un bir hücumda ikisi bir arada faul yapıp üçlemesiyle sıkıntıya girdi. Oğuz'da hakemlere isyan ederek kenara geldi, sinirle söylenip duruyordu, kendisine el uzatan arkadaşlarına dert yanarak önlerinden geçti ama o kadar sinirliydi ki oturacağı yeri de gözü görmüyordu. Oyun durduğu sırada önünde ki hakeme doğru uzanıp gene yanlış karar verdiklerini anlatıyordu, kendisine yapılan faulleri vermiyorlar diye dertliydi, bu agresif haliyle üç faulüne rağmen oyuna tekrar döndüğünde gerçekten faydalı işler yaptı.

Farkı açmaya uğraşan efesli oyunculara biraz defansla sürede sıkıştırırken son anlarda gelen zorlama şutlarla bir süre daha direnebildiler. Devre sonuna doğru Emir'in oyuna girip üstüste iki başarısız üçlük denemesi üstüne Ukiç'te bir boş üçlük kaçırınca, dönen toplarla hızlı hücumdan sayı buldular. Ne yapıyoruz yahu böyle hücum niye deniyoruz ki diye şaşkınlığımız dile getirdik. Avrupa'nın efsane guardlarından Sarunas Jasikevicius sonunda bizim formamızla sahaya adım atacaktı, koçun onu çağırdığını görenler alkışlamaya başlamıştı bile, sahaya adım atarken ise herkes ayaklanıverdi. Sonrasında Saras'ın herkesin ağzını açık bırakan üç saniye koridorunda daracık alanda bir no look pası oluverdi, çok güzel bir hücumu Oğuz tamamlayamadı. Saras maçı sayısız tamamlasa da pota altını çok iyi besleyeceğine dair işaretler verdi, ancak koç onu Darius ile aynı anlarda sahaya sürmedi.

Takımın geride olduğu anlarda taraftar tribününden yükselen bizim için saldır Kanarya seslerine katılım göstermeyen seyirciler, efeslilerin salondaki sessiz anlardan fırsatlarla iyi zamanlamalarla girdiği kısa süren efes şakşakşak efes seslerine ıslıklarla karşılık veriyorlardı. Islıklayacağınıza sizde bağırsanıza o zaman Fener diye kızıyorduk, tam biz hücum ederken salondan onlara cevaben ıslıklar geldiği anlar oldu. Rakip faul atarken anonscunun pota arkası haydi eller havaya duyuruları ile orada oturanlar biraz hareketleniveriyordu. Biz faul atarken de efeslilerin ıslıkları duyuluyordu, giren faullerle onlara kol geçirmek ayrı bir tat verdi, deplasman taraftarlı maçların bu güzelliklerinden mahrum kalmak acı oluyor.

Yahu bu salonun hali ne böyle, Mirsad girse de bir ateşlese yada onların ortamı geren bir davranışı olsa da bir kıvılcımla ortalık uyansa yoksa böyle sessiz sakin gitmez bu iş diye dertleniyorduk. Biraz kıpırdanan takımla beraber savunma için çığırtkanlığımız artış gösterdi ama devreyi geride kapatan biz olduk.

Bizim oyuncuların çıkış koridoruna doğru alkışlarla ayaklanıp haydi beyler bravo ikinci devre yeneriz onları diye seslenerek uğurladık. Eski hatta sanırım ilk bbg evi yarışmacılarından zenci ali'nin anonsculuğunu yaptığı bir takım devre arası animasyonları yapılacakken, yanımdaki arkadaşla koridora çıkarak biraz muhabbet edelim dedik, hem de lavaboya gidip çamurlanmış pantalonumu temizleyeyim dedim. Hemen arkamızdaki kapıyı efes tarafı ile kesişmesin diye kapattıklarından, uzun bir yol katederek milletin ayağına basmamak için cambazlık yaparak git gel yaptık.

İkinci devre için takımlar yerleşmişti, hiçbirşeye değişilmez senin sevgin bu dünyada... cılız sesleri arasında maç başladı. Maraton tribünü ortasında oturan tanıdıklardan biri daha oradan ayrılıp yanımıza gelmişti, orada da hiç tezahürat falan eden yok diye canı sıkılmıştı. Maraton tribünü alt kısım gerçekten de tezahürat katılımı açısından pasif bir günündeydi ama ilerleyen süreçte hakemlere ve özellikle rakip koça yerinde tepkiler verdikleri sağlam momentumlar yaşandı.

Taraftar tribününde amigo Yücel'in olduğunu gördüm, bir ara oyun devam ediyorken sessizlik oldu, oradaki gençlere uzun bir nutuk çektiğini gördüm, sonra hepsinin ellerini havaya kaldırtıp tezahürat giriverdiler. Bir defa o pota altında alt tarafı ayaklandırıp karşılıklı yaptılar, bir defa da yan taraf diyerek maraton tarafına yönelerek tezahürat yapıldı, vip ve üst tarafı ise pek katılımcı olmadı. Bitmez tükenmez aşkımız fazla ses getirmemişti, bir başka seferde maratonla karşılıklı Sarı-Lacivert yapmaya çabaladılar ama üst kattaki kalabalığa rağmen hiçte coşkulu bir ses duyulmuyordu.

İkinci devrenin başlamasıyla iyice sertleşen oyunda, iki pota altında da mücadele yoğunlaştı, bizim savunmamızdan rahatsız olup tıkanan efeslilere karşı Marko'nun topla hızlı şekilde içeriyi delici oyunu yanısıra eli ısındıkça dışarıdan da şutları değerlendirmesiyle öne fırlayıverdik. Rakibin aldığı mola anında bütün salon ayaklanmıştı, Mirsad tribünlere dönerek alkış tutuyordu.

İyi savunma yapmaya devam ediyorduk, oyuncuların isabetli şutları sonrası, bizim takım savunmadayken salon genelinden ıslık ve uğultu gittikçe şiddetlenerek artıyordu. İtirazlarıyla gerilen ortamda kısa süreliğine haydi Allah aşkına efes pilsen .içleri dönsün şaşkına sesi yükseldi. Hakem noluyor .ötün başın oynuyor, hakem şaşırma sabrımızı taşırma gibi sesler de duyuluyordu ama bunlar kısa bir anlık parlamalardı.

Ömer Onan rakoçeviç'e top aldırmamak için büyük gayret sarfediyordu, bir pozisyonda öyle bir hal aldı ki üstüste düştüler, bir başka sefer de bu baskıdan bunalan rako topu almak için uğraştan vazgeçip, koyarım böyle oyuna ben çıkıyorum der gibi bir tavırla peşinden gelen Ömer'in baskısından yılıp üçlük çizgisi dışına kaçıverdi, o topu bir türlü rako'ye teslim edememeleri üzerine 24 saniye süresi de bitiverdi, bu şekilde sıkıştıkları birkaç hücum daha oldu ve fark lehimize açılmaya başladı. Kaya eski takımına karşı oynarken biraz daha taraftara kendini kabul ettirme maksadıyla hırslı bir oyun sergiliyordu, topa atlayıp reklam panosu arkasına düştüğü vakit bütün herkes ayaklanıp alkışlayıverdi.

Bir ara yedi sayı geride olduğumuzu konuşuyorduk, biraz sonra molada yedi sayı öndeydik ve salondakiler ayaklanmış coşkuyla tezahürat ediyordu, benche gelen takımı o taraftaki herkes ayaklanarak alkışlıyorduk. Bu en gaz anında vaziyet nasıl diye maraton üst kata bir göz atayım dedim, farklı farklı yerlerden ayaklanmış hoplayan zıplayan kitleler olduğu kadar üst katın yarısı da oturuyordu, neden böyleler anlam veremiyorum. Bu kat kat yükselen stad ve salonları bir türlü sevemedim, zira bu salonda da üst kattan oturulan yerden alt tribün hiç görülmüyor, alttakiler coşup ayaklansalar da üsttekilerin haberi olmaz, bu da biraz kopukluğa yol açıyor.

Zaman zaman faullere itirazlarla salondan tepkiler hakemlere yöneliyordu, ele müdahaleyi nasıl görmezsin diye sinirle onlara kızarken, perasoviç'in de benzer tepkiler vermesi bizi daha da sinirlendiriyordu, maç boyu defalarca çizgiyi aşıp hakemlere itirazlarda bulunduğu halde teknik faul almadı. Salondakilerin bilinçli bir şekilde sportmenlik dışı faul tepkisi vardı ki hakem de zaten çaldı, bir de dudley içeride Oğuz'u kolundan belinden çekerken hakemler görmemişti, hareketli perdelemelerle diz koyarak yol açmalarını da gözardı etmeleri üzerine bir anda ayaklanıp tepki verenler oldu.

İşte böyle ani tepki reaksiyon anlarında bu salonun düzeninin Abdi İpekçi'den daha kötü olduğunu düşündüm. Zira böyle bilinçli ve agresif bir kitle Abdi İpekçi'deki o bench karşısındaki saha içi koltuklarda yerleşmiş olsa ne kadar faydalı olurlardı. Bu salonda ise sahaya mesafeli ve farklı yerlere dağılmış oluyoruz, vip tarafının çokta uğraşmadığını da gözönüne alırsak vaziyet böyle dalgalanıyor. İçerde Siena'yı yendiğimiz maçtaki kalabalık ve baskılı-coşkulu atmosferi bir daha tam yakalayamadık, top16 ve derbi maçın rövanşı nasıl olacak merakla bekliyorum.

Farklı farklı oyuncuların rol alıp farkın açılmasına olan katkılarıyla 17 sayı farkı gördük, kasap havasıyla eğlenen salondakilere yönelen oyuncular da yumruklarıyla gaz veriyordu. Dördüncü periyot başlarken herkes ayağa davet edildi, milyonlarca yapıldı. Sonra gereksiz bir pınarbaşı atraksiyonu da oldu, çünkü ayağa kalkıpta katılacak yapıda bir kitle yoktu. Rakip tribünden farkın açılmasıyla çözülmeler başladı, montunu giyip erkenden çıkanlar vardı, maç sonuna doğru yarısının yarısı kalmıştı, onlarda herhalde evi salona çok yakın olanlardı.

Maçı kırdık kopardık zannıyla rehavete düşerek kaçıncı defa bir efes maçında aynı sahneleri izlemeye başladık. Hem salondakilerin defansif çığırtkanlığı zayıflamıştı, taraftar tribünündekilerde samanyolu falan gibi şeylerle ezberden gidiyordu, hem oyuncular basit oyunu zorlaştırmaya başlamıştı. Faul atışları kullanırken sessizlikten istifade dopingçi kerem diye bağırma fırsatı buluyordum.

Tam saha baskı kurmaları ardından yapılan faulleri değerlendiremediğimizin üstüne gelen sayıları, bir pozisyonda ayakla kesilen topu hakemlerin es geçmesiyle Saras'ın ve tribünlerin tepkisi falan derken, bu toplar birer birer bizim potayla buluşmaya başladı. Ne oluyoruz, biraz daha sakin oynayın desturu çekerken fark beşe falan inmişti, neyse ki tekrar toparlanıverdik ama işin keyfi kaçmıştı, gazlamışken daha sert darbelerle rakibini dağıtmak varken frene basmıştık. Maçın son dakikalarına doğru İbo yerinden ayrılıp gene sıradan herkesle vedalaşarak geçti, herhalde yayın için gidiyordu.

Son anlarda taktik fauller vs. derken maçı elimize alınca, taraftar tribününden koyduk mu melodisi yükseliyordu, herkes ayaklanıverdi ancak ona da doğru düzgün bir katılım olmadı, maç sonu makarasını da iyi yapamadık. Son saniyede gelen Ömer'in üçlüğüyle neyseki ağzımıza biraz tat koyabildik, oyuncular alkışlanıyordu, rakip koç ise hala birşeylerin itirazını yapıp tepki çekiyordu. İki takım oyuncuları da ortada birbirlerine yakın bir şekilde toplanmışlardı, bizimkiler Fener çekerek salondakileri alkışlarken onlar da kısa bir alkış tuttular ve soyunma odasına yöneldiler. Kalan az sayıda efesliye alkış tutarak içeri gittiler, bizde bizim oyunculara bravo çekerek alkışlarla uğurlayıverdik.

Montları giyinip çıkışa doğru giderken, Ömer Onan'ın sahada kaldığını görünce Ömer Onan oley diye seslenmeler oldu ama masaya doğru Nedim Karakaş'la birlikte ne için gitti ki diye bakıyorduk. İmza atacak galiba deyince yahu voleybolda oluyor öyle da burada da mı vardı dedim, Ömer ve idareciler masadakilerle ve efes menajerleriyle birşeyler tartışıyorlardı, Ömer masaya oturmuştu, canını sıkan birşey olduğu belli oluyordu, o imzayı atıp soyunma odasına yönelirken biz de alkış tutuverdik, etrafındakilere el sallayarak gidiyordu da surat ifadesi ekşimişti, bir gariplik olsa gerekti, meseleyi eve vardığımızda öğrenebildim, Sarunas Jasikevicius'un lisansı pazartesi çıkartıldığından ve bu maçın aslında önceki gün oynanması gerektiğinden bahanelerle mevzuatta erteleme maçı statüsüne dahil olduğunu iddia eden efes tarafı kapalı zarf dilekçe ile itirazlarını iletmişler. Onlara iadeli taahhütlü zarf içinde cathine yollar tekrar oynar tekrar yeneriz...

Bu salona ilk defa yağışlı bir havada gelmiştim, salondan maraton tarafı çıkışı tek bir kapıya vermişlerdi, sanki Abdi İpekçi'den çıkıyormuşuz gibi sıkışıklık olmuştu, onlarca kapı olduğu halde açmıyorlardı, herhalde içeriye çok rüzgar giriyorda üşüyorlardır diye görevliler açmak istememiştir dedim. Dalgasına böyle söylüyorduk ama gerçekten de kapıdan kafayı çıkarır çıkarmaz felaket bir havayla karşılaştık, sağanak yağmur ve sert rüzgar bizi içeri itiyordu, dışarda millet yağmurdan önünü zor görüyordu, koşa koşa herkes otoparktaki arabasına gidiyordu, arkadaş arabayla sizi bırakayım diye yardımcı olmasa ben de eve dönüşte daha fazla sıkıntı çekerdim. Buna rağmen otoparktaki arabaya varana kadar sırılsıklam olmuştuk, diğer gelecek olanları da bulup otoparktan çıkış trafiğini atlatmak yarım saate yakın zamana mal oldu. Bu defa oyuncuların çıkış yaptığı tarafa gidip onlarla sohbet edelim falan diye düşünmek bir yana, arabadan kafayı dışarı çıkarmak bile istemedik.

Hep birlikte hep birlikte efese de koyalım... yeni yılla birlikte efese de koyalım... jingle müziğiyle erkek basket takımı 2011 girişini yaptı.

4 Ocak 2011 Salı

TOP 16 Rakiplerimiz Belli Oldu.

THY Euroleague’de normal sezonu gruplarında ilk 4 sırada tamamlayan toplam 16 takımın katıldığı kura çekiminde Fenerbahçe Ülker’i Şube Direktörümüz Nedim Karakaş ve Fenerbahçe Ülker Dış İlişkiler Sorumlusu Orkun Demir temsil etti. Fenerbahçe Ülker kuraya 2., bir diğer Türk temsilcisi Efes Pilsen ise 3. torbadan katıldı. Kural gereği grup maçlarında mücadele eden takımlar, Top 16’da birbirleriyle eşleşemedi. Top 16 maçları, 19 Ocak-3 Mart 2011 tarihleri arasında yapılacak. 

Gruplarını ilk 2 sırada tamamlayacak takımlar, 22 Mart-6 Nisan 2011 tarihlerinde play-off çeyrek finalinde karşılaşacak. Play-off çeyrek final turunda E ve F gruplarının 1. ve 2.’si ile G ve H gruplarında ilk 2 sırayı alan takımlar, çapraz eşleşmeyle karşı karşıya gelecek. Play-off turundan çıkan 4 takım, 6-8 Mayıs 2011 tarihlerinde Barselona’da Palau San Jordi’deki dörtlü finalde mücadele etme hakkını kazanacak. Top 16 maç tarihleri ise daha sonra belli olacak.

Fenerbahçe Ülker’in oynayacağı karşılaşmalar: 

19-20 Ocak OLYMPIAKOS – FENERBAHÇE ÜLKER
FENERBAHÇE ÜLKER - VALENCIA
FENERBAHÇE ÜLKER - ZALGİRİS KAUNAS
ZALGİRİS KAUNAS - FENERBAHÇE ÜLKER
FENERBAHÇE ÜLKER - OLYMPIAKOS
VALENCIA - FENERBAHÇE ÜLKER


***********************
  Hayırlı Olsun.
Güzel kura bizim için.Zalgiris ve Valencia istediğim takımlardı.Sadece Maccabi'de yanıldım.
Olimpiakos çok güçlü ama neden içeride kazanmayalım ?
Oli ve biz çıkarız buradan.Tabii uçmadan,ciddiyeti kaybetmeden oynamalıyız.
 Doping Pilsen için kötü kura.Ama zaten deplasmanda tokat manyağı olan bir takım burada ne yapabilir ki ? Hiç şansları yok bence.Beter Olsunlar.

 E Grubunda ; Pana ve Caja Laboral,F Grubunda Barcelona ve Maccabi 
G Grubunda Siena ve R.Madrit,H Grubunda Olimpiacos ve Fenerbahçe Ülker 
Top 8 Yaparlar.

Marko Tomas Doping Pilsen'i Mat Etti.81-72 !!!


SALON: Sinan Erdem

HAKEMLER: Mehmet Keseratar, Aytuğ Ekti, Ahmet Ersan Ergüler

FENERBAHÇE ÜLKER (81): Roko Ukic 15 (2 ribaund- 2 asist), Mirsad Türkcan (5 ribaund- 1 asist), Ömer Onan 7 (1 ribaund), Darjus Lavrinovic 4 (1 ribaund- 2 asist), Sarunas Jasikevicius (1 ribaund- 3 asist), Kaya Peker 16 (8 ribaund- 3 asist), Oğuz Savaş 11 (2 ribaund), Tarence Kinsey 6 (7 ribaund), Marko Tomas 22 (3 ribaund- 2 asist), Emir Preldzic (1 ribaund- 2 asist)

EFES PİLSEN (72): Andrew Wisniewski 4 (4 ribaund- 1 asist), Igor Rakocevic 14 (1 ribaund- 1 asist), Kerem Tunçeri 11 (4 ribaund- 8 asist), Bootsy Thornton 2 (5 ribaund- 2 asist), Kerem Gönlüm 18 (8 ribaund- 2 asist), Nikola Vujcic 12 (1 ribaund- 3 asist), Bostjan Nachbar 4 (2 ribaund- 1 asist), Sinan Güler (1 ribaund- 1 asist), Ersin Dağlı 7 (3 ribaund)

1. PERİYOT: 19-24
2. PERİYOT: 18-17
3. PERİYOT: 19-8
4. PERİYOT: 25-23




 NİHAYET TOMAS !!!
* Evet Marko Tomas nihayet O bildiğimiz Tomas olarak ilk kez sahne aldı ve Dopingçilerin ipini çekti.Şu ana kadar hücumda beklediğimiz Tomas değildi ama dün akşam adeta tek başına eli alev alev yanarak fırtına gibi esti.26.27 dk.da 22s.(6/5 ikilik,4/2 üçlük,7/6 s.atış),3r,2a,2 tç,savunma ve kritik anlardaki sayıları ile maçın kazanılmasında baş aktör oldu.Aferin Tomas.
* Tomas'tan sonra 2.kelime olarak ''Savunma''yı öne çıkarıyorum.
İlk yarıda çok kötü bir savunma yaptık,ikinci yarı ise özellikle 3.çeyrek ve maçın son 2 dakikasına kadar resmen mengeneleri sıkarak analarını ağlattık.İlk çeyrekte 14/11 isabetli oynayan haramzadeler 3.çeyrekte potayı göremedi.8 sayı atabildiler.17-1 & 23-4'lük seri yediler.
* Mücadele üst düzeydeydi.Onlarda dopingçi KG gene sanki mamalı gibi yırtındı.KT ile Rakoeçviç ve Vujçiç'te iyi günlerindeydi.Asıl sürpriz katkı Roberts'ın olmaması ile hatırlanan Dudley'den geldi.
İlk çeyrekte çok etkiliydi.Bizde ise özellikle Kaya eski takımına karşı sanki nispet yaparcasına çok iyi savaştı.Tomas'tan sonra 2.sıradaki isimdi.Ukiç ve Oğuz'da önemli katkı yaptılar.
* 4 numarada gene etkisiz kaldık.Lavrinoviç ve Mirsad iyi değildi.Mirsad 0 sayı ile bitirdi.
Maçın sonundaki krizin baş aktörlerinden biriydi Kinsey ile birlikte acele atışlar yaparak.
Kinsey neyseki 7 ribaunt ile bir nebze zevahiri kurtardı.
* Emir ve Ömer Onan'dan katkı alamadık hücumda.Ömer son basket ile farkı 9'a çıkardı neyse ki.
* Boyalı alanda üstün olmamıza rağmen ilk yarıda tam tersi ,onlara bıraktık meydanı.
Ribauntlarda üstündük maç boyu,sonunda ise fark biraz kapanmış.36-30
* Doping Pilsen de Ender ve Sinan sorunu tüm hızı ile devam ediyor.İyi de ediyor.
Ender hiç süre almadı.Sinan 15 dk.da 0 sayı.Thornton da 2 sayıda kaldı iyi oldu.
* Maçın sonundaki nasıl olsa kazandık laubaliliği neredeyse CB maçı Dejavusu yaşatacaktı.
Neyse ki Tomas ''bugün kaderiniz benim elimde ,ne yapsanız olmayacak'' dedi.
* Saras'ı bu forma ile izlemek büyük keyif.12 dk.da 3 asist ve sayısız oynadı.Pek katkı vermedi ama çok normal.Dün gelip,bugün maça çıkıyor.
* Maçın hareketi ,Kaya'nın KT'ye bloğu idi.
* Spahija maçın sonundaki panikte ve onların 4 kısalı baskısı karşısında seyirci kalmaması gerekirdi.
Saras-Ukiç çift guarda dönmenin tam sırası idi ama yapmadı.
* DP'nin maçın kaybedileceği anlaşıldıktan sonra kapalı zarf ile itirazda bulunması bizi hiç yanıltmadı.
''Zaten hep ........lerdi,gene ..........ler''.Bunlar hep böyleydi ama bazı Fenerliler daha yeni anlıyor.
Anlamayan ''yakışmadı '' diye ağıt yakan zavallı bir Efessever Fenerli bile gördük.
Hala mı be kardeşim.Daha ne göreceksiniz bu Makyavelistler hakkında.
''Ya hapla ya zarfla'' demiş bir kardeşimiz aynen öyle.
Yıllardır rahat rahat at oynattılar tıpkı muadilleri gs'nin futbolda yaptığı gibi.
Ama ne zaman biz Ülker ile daha sağlam karşılarına çıktık,eşeğin boyası döküldü hesabı oldu görmek isteyenlere.
* Neticede ''İyi koyduk'' ve Top 16 öncesi iyi moral kazandık.
* Şifreciler ve spiker + Yorumcuları ''Yatacak yeriniz yok''

ABVL 8.Hafta : Fenerbahçe Acıbadem - Ereğli Belediye : 3-0


FENERBAHÇE ACIBADEM: 3  EREĞLİ BELEDİYESİ: 0 

Salon: Burhan Felek

Hakemler: Burhan İlhan xx, Gökhan Dağ xxx

Fenerbahçe Acıbadem: Eda xxx, Naz xxx, Chachkova xxx, Ergül x, Skowronska xx, Osmokrovic xxx (Nihan xx, Yağmur x, Çiğdem x, Zülfiye x)

Ereğli Belediyesi: Merve x, Aslı x, Emel x, Antonina xx, Mariana xx, Aslıhan x                                   (Derya x, Marina x, Tülin x)

Setler: 12-25, 13-25, 14-25

Süre: 59 Dakika (17, 19, 23)



Karşılaşma, Fenerbahçe Acıbadem'in Avrupa Şampiyonlar Ligi maçı nedeniyle, deplasman karşılaşması olmasına karşın İstanbul'da oynandı.


Şimdi izliyorum maçı ve beklemiyorum bile maçın bitmesini.
Herhangi bir yorumum yok.
Hala aynı kadro ile oynuyoruz.Ondan sonra 2 günde maç yapıyoruz,hastalıklar, sakatlıklar, yorgunluk var diyoruz.Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler.

2 Ocak 2011 Pazar

Kraliçeler Beşiktaş'ı Ezdi Geçti.86-59 !!!


Bayanlarda  2011’in İlk Derbisi Fenerbahçe’nin
02.01.2011

Türkiye Bayanlar  Basketbol Ligi’nde 10.haftasında 2011 yılının ilk derbi mücadelesinde Fenerbahçe, Caferağa Spor Salonu’nda Beşiktaş Cola Turka’yı 86-59'luk skorla mağlup etti.

Castro Marques ve Kelly Santos’un sayılarıyla oyuna hızlı başlayan Beşiktaş Cola Turka, ilk 1.5dakika geride kalırken skoru 0-5’e getirdi. Birsel Vardarlı ile maçtaki ilk sayılarını kaydeden Fenerbahçe, Esmeral ve Matovic ile de hücumda etkili olmasına karşın savunmada Yasemin ile Santos’u durdurmakta zorlandı. Pota altını etkili kullanan Siyah Beyazlılar, bu bölümde Penny Taylor’ın sayılarına engel olamayınca, ilk periyotu Fenerbahçe 19-15 önde tamamladı.

İkinci periyota Santos ve Esra’nın sayılarıyla 5-0’lık seri yakalayarak giren Beşiktaş Cola Turka, 19-20’lik skorla öne geçti. Hana Horakova’nın üç sayılık basketine Esra ve Sales ile karşılık veren Siyah Beyazlılar, rakibinin de öne geçmesini engelledi. Ancak Anna Vajda ile Birsel Vardarlı’nın sayıları ve pota altında da Ivana Matovic’in etkili oyunuyla Fenerbahçe, 18.dakikada skoru 35-31’e getirdi. Sarı Lacivertliler, devre sonunda soyunma odasına Nevriye Yılmaz’ın pota altı tipiyle 37-33 üstün gitti.

Karşılıklı basketlerle başlayan üçüncü periyotta Ivana Matovic ile Nevriye Yılmaz’ı boyalı alanda etkili kullanan Fenerbahçe, Birsel Vardarlı’nın da basketiyle 23.dakika farkı 7 sayıya çıkarttı (45-38). Yasemin Horasan’ın orta mesafeden bulduğu basketle rakibinin serisine son veren Beşiktaş Cola Turka, bu bölümde Penny Taylor ile Nevriye Yılmaz’ın sayılarına engel olamayınca, Fenerbahçe de skoru 63-47’ye getirdi. Sarı Lacivertliler, karşılaşmanın dördüncü periyotuna da 66-50 önde giren taraf oldu.

Mücadelenin son 10 dakikalık bölümüne Nevriye Yılmaz’ın serbest atışlardan bulduğu sayılarla başlayan Fenerbahçe, Simone Sales’in basketlerine karşın hücumdaki etkinliğini sürdürdü. Penny Taylor ile Ivana Matovic’in skorer oyunu ve Esmeral Tunçluer’in de turnikesiyle Sarı Lacivertliler farkı 25 sayıya çıkarttı (80-55). Mola alan Beşiktaş Cola Turka, karşısında mücadelenin son bölümünde de etkili oyununu sürdüren Fenerbahçe, karşılaşmadan da 86-59 galibiyetle ayrılmayı başardı.

SALON: Caferağa Spor Salonu

HAKEMLER: Sami Özel – Turgut Işık – Ali Özyurt

FENERBAHÇE (86): Özge Kavurmacıoğlu 2 (1 asist), Olcay Çakır (1 asist), Hana Horakova 7 (1 ribaund– 2 asist), Birsel Vardarlı 16 (4 ribaund– 3 asist), Esmeral Tunçluer 6 (4 ribaund), Nevriye Yılmaz 15 (12 ribaund– 1 asist), Anna Vajda 5 (2 ribaund– 1 asist), Ivana Matovic 20 (9 ribaund– 5asist), Ivana Matovic 15 (6 ribaund- 2 asist), Nevin Nevlin (1 ribaund)

BEŞİKTAŞ COLA TURKA (59): Esra Ataç 8 (1 ribaund- 1 asist), Nilay Kartaltepe (3 ribaund- 4 asist), Iziane Marques 17 (2 ribaund- 2 asist), Tuğba Taşçı 2 (2 ribaund), Yasemin Horasan 4 (5 ribaund), Simone Sales 16 (3 ribaund- 2 asist), Kelly Santos 12 (4 ribaund), Iveta Salkauske (2 ribaund)

1.PERİYOT: 19-15
2.PERİYOT: 18-18
3.PERİYOT: 29-17
4.PERİYOT: 20- 9




TBBL’de 10. hafta sonunda oluşan puan durumu ise şu şekilde,

S
Takım
O
G
M
A
Y
Puan
1.
Fenerbahçe
10
9
1
839
655
19
2.
Galatasaray Medical Park
10
9
1
792
641
19
3.
Panküp Kayseri Şeker
10
8
2
717
651
18
4.
Botaş
10
6
4
787
739
16
5.
Beşiktaş Cola Turka
10
6
4
708
703
16
6.
Tarsus Bld.
10
6
4
741
663
16
7.
Samsun Basketbol
10
4
6
702
726
14
8.
Mersin Bşb
10
4
6
654
679
14
9.
İstanbul Üniversitesi
10
3
7
680
760
13
10.
Ceyhan Belediye
10
3
7
651
732
13
11.
Alanya Belediye
10
2
8
686
785
12
12.
Burhaniye Belediye
10
0
10
623
846
10

* Tebrikler Kraliçeler ve teknik heyete.
* Geçen yılki başarılı oyuncusu Nykesha Sales'i tekrar getiren bjk ct 2 Brezilyalısı ile birlikte bu maç için çok ümitlenmişti.İyi de hazırlanmışlar.İlk yarıda tüm güçlerini kullandılar.
3.çeyrekte vitesi arttıran kraliçeler 29-17'lik bir seri ile maçı koparacak duruma getirdi.
4.çeyreğin ilk 5 dakikasında aynı tempoyu devam ettirerek vurup geçtik.
* İkinci yarı çok çok iyi oynadık.49-26 ikinci devre skoru.
Özellikle içeriyi iyi besleyerek,uzunlarımız ile domine ettik.
* Birsel mükemmel oynadı ve oynattı takımı.Ratgeber de kabullendi artık Birsel'in kalitesini ve ilk 5'te Horokova yerine Birsel ile başladı.
* Esmeral'i de kaybediyordu önceleri,hatasından döndü.
* Her zaman belirttiğimiz gibi yabancılar ne olursa olsun bizim kaliteli yerlilerimiz farkı yaratıyor.
Bjk'de genç Esra Erden dışında yerli katkısı gelmeyince yabancılarla bir yere kadar gidebildiler.
* Esra Erden demişken,kutlamak lazım bu genç oyun kurucuyu.Altyapıdan yetişmiş ve Esra Şencebe'yi kesiyor,Nilay'dan bile iyi oynadı.
* Esra Şencebe ve bizim Melike orada bile oynayamıyorlar yazık.
* 2 takım arasında ciddi güç farkı var.Zaten ribauntlarda 43-24(16-7 hücum),asistlerde 16-9'luk fark kendini gösteriyor.
* Böyle yakalamışken Bjk ve gs'yi ezmek lazım işte.
* Uzun oyuncu savunmasında zaman zaman aksıyoruz yalnız.Matoviç Santos'u tutmakta zorlandı.
* Horokova ve Vajda hala istediğim gibi değil.
* Matoviç hücumda iyiydi.
* Penny sen başkasın.''Nazar değmesin''
* Maçın en güzel anı : Son 2 dakika içerisinde süre alan gençlerimizden Olcay'ın asistini Özge'nin sayıya çevirmesiydi.
* Tribün mükemmeldi.Tebrik ve teşekkürler hepsine.
* Son olarak ; Taurasi'nin temiz çıkacağına inanıyoruz.

Fenerbahçe Acıbadem - İllerbankası : 3-0 !!!


FENERBAHÇE ACIBADEM: 3 - İLLER BANKASI: 0

Salon: Burhan Felek

Hakemler:
Cihat Fırıncıoğlu xxx, Hasan Öztürk xxx

Fenerbahçe Acıbadem:
Eda xxx, Naz xx, Chachkova x, Ergül xx, Skowronska xxx, Osmokrovic xxx (Nihan xx, Çiğdem xx, Zülfiye x,İpek x, Yağmur x)

İller Bankası: Tuğçe x, Ezgi x, Ebru xx, Marina xxx, Aneta xx, Alesya xx (Ebru xx, Elif xx, Selin x, İpek x, Asuman x)

Setler: 25-14, 25-21, 25-13

Süre: 65 Dakika (20, 24, 21)

 * Maçı izleyemedim,o yüzden yorum yapamıyorum.
 Yayıncı kuruluş Sports TV  17.30'da çok önemli (!) gs mp - Ereğli maçını programa almış.
FB TV aynı saatlere (15.30) denk gelen bayan basketbol takımımızın bjk ct maçını verdi haklı olarak.
Bu maçı bant'a alıp daha sonra yayınlayabilirlerdi ama Kıvanç'ı klonlayamadıkları (!) için maçı anlatacak başka kimse de olmayınca (tahminim böyle ama başka nedeni olabilir mi ? ) vermiyorlar.
* İstatistiklerden bir şeyler çıkarıp yorumlayabiliriz ama gerek yok.
* Bu kadar zayıf bir rakip karşısında bile yedeklere şans verip rotasyon yapmayan hocamıza sevgiler.
* Bana kimse yorgunluk bahanesinde bulunmasın bundan sonra.Hala ısrarla yorgunluk tek neden diye yazanlar var.Onlara bir kez daha yazalım;
1-Dünya Şampiyonası nedeniyle takvimin kısa olduğunu herkes biliyordu.
2-Bu nedenle de zaten 15 kişilik geniş bir kadro kurduk.Bunu başta M.Ali Aydınlar olmak üzere tüm yetkililer söyledi sezon başında.(Şimdi arayıp bulamayacağım açıklamaları)
3-Bazı maç gün ve saatleri 2 kulübün rızası ile ayarlanıyor.Yani biz de kabul ediyoruz bu saatleri.
4-Rakiplerimiz de aynı tempoda oynuyor.Biz sadece Katar'da Dünya Şampiyonasında 4 maç fazla oynadık onlardan.Ve semeresini de aldık büyük bir prestij kazandık.Ki bu da bizim tercihimizdi.
Adamlar bize Wild Card verdiler.Hayır yoğun tempomuz var deyip kabul etmeyebilirdik.
 Bu gerçekler bilinirken,bizim hocamız hala Ankaragücü,İllerbankası maçlarında da aynı 6(7) ile oynuyor,ciddi yük binen oyuncuları dinlendirmiyor,kenarda bekleyen oyuncularımıza şans vermiyor.
  Ondan sonra da bizim her şeyi çok bilen (!) taraftarımız tek neden yorgunluk,neden bu kadar eleştiri yapıyorsunuz diyor. 
Oynatsana Naz'ın yerine Zülfiye'yi,Sokolova yerine Yağmur'u,Eda yerine Çiğdem'i.
Neyin yorumunu yapalım daha.
Allah yardımcıları olsun diyelim o kadar.
* İllerbankasında eski dostumuz Marina Tumas'ı düşük bir yüzde (% 27) ile de olsa 14 sayı ile takımının en skorer ismi olduğu için tebrik ediyorum.

Günün Spor Ekranı

http://img379.imageshack.us/img379/9440/o444771yaynlar.jpg

02.01.2011 Pazar

11.00 Fenerbahçe U17 - Pendikspor U17 (FB TV)
13.30 R.Madrit - Granada İspanya ACB ( TRT 3)
15.30 Fenerbahçe - Beşiktaş Bayan Basketbol ( FB TV)
17.30 gs mp - Ereğli Belediyesi ( SPORTS TV)
19.00 Barcelona - Levante ( NTV SPOR)
19.00 Badalona - U.Malaga İspanya ACB (TRT 3)
21.00 AZİZ YILDIRIM'DAN MASALLAR (NTV-NTV SPOR  % 100 FUTBOL  )
23.00 Valencia - Espanyol ( NTV SPOR)
23.00 İtalya 1.Voleybol Ligi ( EUROSPORT 2)

03.01.2011 Pazartesi

01.00 Toronto - Boston ( NBA TV)
21.00 A.Madrit - R.Santander ( NTV SPOR)
23.00 Getafe - R.Madrit ( NTV SPOR)
01.00 Fenerbahçe Ülker - Doping Pilsen - BANTTAN (FB TV) 02.00 Orlando - Golden State ( NBA TV)

Etiketler